BÖLÜMLÜ’ DE BAYRAM VAR

Çiçekler açtı. Sarı, kırmızı yaban gülleri Bölümlü'yü çevreleyen ormanların her tarafında boy gösteriyor.  Kuşlar sevinç içinde çeşit, çeşit nağmelerde ötmeye başladılar. Bir neşedir çöktü kış boyunca öksüz kalan topraklara. Çay ağaçları filizlerini birbiriyle yarıştırırcasına büyütüyor. Her bir filiz sahibim bir an önce gelsin der gibi uzak diyarlara selam gönderiyor.  En güzel çay filizlerini yetiştiren bahçelere can geldi.

Çok zaman kalmadı. Bölümlünün güzel insanları pek yakında göç ettikleri yerlerden baba yurdundaki hanelerine dönecekler. Her tarafta bir sevinç dolacak. Hasretle bekledikleri kavuşma anının heyecanını yaşayacaklar. Kadın erkek herkes kış boyunca uzak kaldıkları hanelerinin kapılarını açarken atalarının, dedelerinin hatıralarına sahip çıkmanın gururuyla kalplerinde ferahlık ve rahatlık hissedecekler.

Ahh! bu güzel topraklar bir dile gelse de konuşsa. Anlatsa Bölümlüde yaşayan atalarının, dedelerinin ne günler yaşadığını. Sahip olamadıklarının hasretiyle yanıp tutuşurken büyük bir vekar ile yoksulluklarını sıcacık kalplerinde nasıl yok saydığını.

Evladı bir akide şekeri isteyen ve bunun için gözyaşı döken babanın, evladına bir akide şekeri dahi alamamanın üzüntüsünü nasıl çektiğini ve nasıl kahrolduğunu. Ya da yazın yemek için tuzlarım diye bir kasa hamsi almaya giden annenin dönüşte, beşiğe bağladığı yavrusunu beşiğinde ölmüş bulurken yüreğinin nasıl yandığını ve nasıl feryad ettiğini.

Bu topraklar dile gelse de bir anlatsa. Düzinelerce sayıda sıralanabilecek olayları bir, bir önümüze dökse. O zaman görürdük neyin ne olduğunu. Bu günkü rahatlığımızı aslında kimler sırtına yük olarak taşımışlar. Bilmediğimiz tanımadığımız ne kadar çok insan aslında ne kadar çok saygınmış ve biz onları bu şekilde tanımıyoruz.

Bu gün güzel günlere kavuştuk. Hasret çeksek de, gönül koysak da rahat günler içineyiz. Geçmişlerimize rahmet olsun. Onların çektikleri sıkıntılar üzerine bina edilmiş bu rahat hayatımızı onların sayesinde kazandık hiç kuşkusuz.

Biz hiç mi bir şey yapmadık? Yaptık elbet. Becerikli yeni nesle haksızlık edemeyiz. Bölümlünün yoksul bağrından çıkmış, ülkemizin en önemli pozisyonlarında görev yapan gençlerimiz var. Her biri başarılı ve istikbal vadeden yüksek değerler.

Biz bize yön verenler hatırda kalsın istiyoruz. İlkokulda sınıfımıza hiç görmediğimiz teybi getirip bize ne olmak istediğimizi soran ve sonra kaydettiği sesimizi bize dinletip bilinçaltımıza not düşüren Ahmet Aksoy gibi ne yaptığını bilen değerlerimiz bilinsin istiyoruz.  Bu günlerin altyapısını kurgulayanlardır onlar. Omuzunda iki odunla kışın soğuğunda ayağı ıslak ve üşümüş bir halde okula gelen biçarelerden yönetici yetiştiren saygın insanlar.

Şimdi iyi günler yaşıyoruz. Yakında Bölümlüye bayram gelecek.  Sessiz kalan haneler ses verecek. Kendilerine yemek veren vefalı dostları gidince aç kalan hayvanlar dostlarıyla buluşacak. Yeniden eski günlere dönecekler. Ne olduğunu bir türlü anlayamadıkları bu ıssız dönemin bittiğine tüm canlılar şükredecekler.

Asla unutmuyorum. Ben çocuğumu kucağıma aldığımda hangi duygular içinde idiysem, babamın da beni kucağına aldığında aynı duygular içinde olduğunu ve aynı duyguları yaşadığını. Ben şimdi yaşlısını hatırlayanlara, atasının dedesinin mezarı başında minnet duyarak ziyarette bulunanlara ve büyüklerini ziyaret etmek için karar verenlere selam olsun diyorum.

Mustafa Yılmaz Kar