KALKINMA ATÖLYESİNDEN MEVSİKLİK GÖÇ HARİTASI

Planlanmayan, gelişimi akışına bırakılmış ve bilimsel olmayan yöntemlerle büyütülen her iş sonunda bir sorun olarak karşınıza çıkar. Öyle bir hale gelir ki astarı yüzünden pahallı olur.

Bu bakımdan sorunları beceri ile sevk ve idare etmeli ve dağınıklığı kontrol altına alarak çok iyi yönetmeliyiz. Aksi taktirde kangren olan bu sorunlar ileriki dönemlerde toplumun başına bela oluyor. 

Ülkemizde mevsimlik tarım göçünün mevcut durumuna bu pencereden baktığımızda, akışına bırakılmış bir konu olduğunu ve üzerinde ciddi çalışmaların yapılması gerektiğini anlayabiliyoruz. 

Kalkınma Atölyesi Kooperatifi tarafından yürütülen’’ Türkiye’de uluslararası mevsimlik tarım göçünün mevcut durumu, politika önerileri ve Avrupa birliği ülkeleriyle işbirliği projesi’’ kapsamında 9 Şubat 2016 tarihinde Ankara’da gerçekleştirilen Mevcut Durum Analizi ve Politika Önerileri Doğrulama Toplantısını, konu üzerinde ilgisi olan bir kişi olarak  bu bakımdan ciddi bir çalışma olarak değerlendirebilirim. 

Katılımcılar açısından baktığımızda da, doyurucu bir katılımcı grubunun var olduğunu görmekten mutluluk duyduk. Ülkemiz için kayıt dışılığın önünü açan yüksek maliyetli bu konu, üzerinde herkesin ilgi duyması gereken bir konu olduğu noktasında hemfikir kaldık. Katılan üniversitelerin çokluğu da  akademisyenlerin konuyu gündemlerine aldığını gösteriyor. 

Gıda Tarım ve hayvancılık Bakanlığı,  Kalkınma Bakanlığı,  Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Ankara Üniversitesi, Muğla Üniversitesi, ODTÜ,  Mersin Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi. Unıcef, Ilo, Unfpa, Iom, Pıcum ve çok sayıda bu alana ilgi duyan sivil toplum örgütü toplantıda hazır bulunmuştur. 

Hazırlanan göç haritası üzerinde Doç.Dr. Saniye Dedeoğlu nun verdiği detaylı bilgiler ve yurt dışından gelen göçmen işçilerin ücret koşulları ve çalıştırılma şartları üzerinde Ertan Karabıyık ın verdiği detaylı bilgiler, ilgimizi çekmiş ve sorunun ne kadar büyük ve komplike bir konu olduğunu bize göstermiştir. 

İnsan olmanın ana unsuru bölüşmektir. Bölüşmenin ana unsuru da adil bölüşmektir. Aslında bütün bu çalışmalar adil bölüşümün sağlanması üzerinde yapılıyor. Ama hala dünyada yaklaşık bir rakamla dünya nüfusunun yüzde sekseni dünya milli gelirinin yüzde yirmisini, dünya nüfusunun yüzde yirmisi ise dünya milli gelirinin yüzde seksenini tüketmeye devam ediyor. 

Hiç kuşkusuz bu sorun varlığını hep sürdürecek Ve bu soruna çözümsel katkı vermek isteyen araştırmacı insanlar da hep var olacaktır..