
Bir sabah düşünün… Rüzgârın serinliğiyle uyanıyorsunuz ama o tanıdık kokuyu hissetmiyorsunuz.. Demliğin fokurtusu yok, ince belli bardaktaki demli çayın kokusu yok… Hepsi bir sessizliğe bürünmüşler. Tarlalardan gelen o mis gibi taze yaprak kokusu artık gelmiyor. Çünkü çay bahçeleri azalmış. Tüketiciler çaydan uzaklaşmış, üretici maliyetleri kaldıramaz hale gelmiş.
Çay sadece bir içecek değildir bu topraklarda. Çay, sabahın bereketi, akşamın yorgunluğu, dost sohbetlerinin sessiz şahididir. Her bir yudumunda alın teri vardır. O yaprakları toplayan, güneşin altında ter döken çay üreticisinin emeği, sabrı, umudu vardır. Fakat çay tüketimi azaldığında, en çok o bir milyon üretici hissedecektir bu değişimin acısını…
Bir zamanlar yeşil bir deniz gibi dalgalanan çay bahçeleri sessizleşir. Makas sesleri azalır, eller boş kalır. Köy meydanlarında çaydan buhar yerine dert yükselir. “Bu yıl fiyat düşük, alıcı az,” der çay üreticisi. Her sabah güne umutla başlayan bu insanlar, artık akşamları sessizce göğe bakarlar. Yeni senede demişlerdi bir önceki yıl, beklemeye almışlardı kendilerini. Ama yeni senede bereket getirmedi, çünkü tüketici yavaş yavaş farklı alanlara kayar olmuş.
Çay azaldığında sadece ekonomi değil, kalpler de eksilir. Çünkü çay, bir kültürdür. Anneyle oğulun, dostla dostun, işçiyle ustanın arasında kurulmuş bir gönül köprüsüdür. Bu köprü yıkılırsa, sohbetler eksilir, samimiyet azalır, bir mahzun bekleyiş dolar her tarafa. Sağlık ile ilgili tereddütler arttıkça artar.
Bir fincan çay, bir üreticinin duasıdır aslında. Her yudum, emeğin, doğanın ve insanın buluştuğu bir mucizedir. Bu yüzden, çay azalırsa sadece bardak boş kalmaz - umut da azalır, muhabbet de azalır…
Çayı yeniden hatırlamak, bir üreticinin yüzündeki gülümsemeyi yeniden görmek demektir. Çünkü çay, bu toprakların kalp atışıdır. O atış hiç durmamalı. Çayı sağlığımıza verdiği katkısı sebebiyle tüketiyoruz, tüketmeye devam edeceğiz. Sağlığımızdan kıymetli hiç bir şeyimiz yok
Üreticinin emeği, alın teri boşa girmemeli, sermayesini yatıran sanayicinin sermayesi heba olmamalı. Sağlığımızla ilgili endişelerimiz artmamalı. Bu dayanışma bu adil bölüşüm dengesi devam etmeli.
Yerli malı tüketmek toplumu dayanışma içinde güçlü kılan en adil yoldur.
Bunu unutmamalıyız...
Mustafa Yılmaz Kar
Çaysiad Başkanı
İngilizce